Hz Meryem, Hz Harun’un kız kardeşi midir?

Öncelikle konuya yabancı olanlar için ateistlerin iddiasını kısaca özetlemek isterim… Tevrata göre Hz.Musa ve Hz.Harun bir de kız kardeşleri vardı ve adı Miryam (Meryem)  idi. Tevrat’ta üçünün babalarının adı da  (Amran) İmran… (Kur’an da Harun ve Musa as ‘ın bir … Okumaya devam et

Daha çok galeri | 4 Yorum

Yüksek Topuklu Rüyalar…

  Bir vesileyle yolum Zuhal Gedik hanımefendi ile kesişti…  Kendisi  “Lalezardır gönlüm” adlı kitabın yazarı… Katıldığı bir yarışmada, jüri üyelerinden biri olan İskender pala gibi değerli hocadan yüksek notu hak edecek  ve birinci olacak kadar kuvvetli bir kalemi var… Birazdan … Okumaya devam et

Daha çok galeri | Yorum yapın

Ateist, kafir midir ?

  “Nereden geldiyse geldi bir küçük bulut, ufka tam bir mızrak boyu yaklaşmışken güneşin önünü kapatıverdi… Küçücük bir bulut, muhteşem güneşi tutuverdi… Güneş alçaldıkça bulutta alçalıyordu. Saltanatın hükmüne görünürde halel geldi… Bunu gören Züleyha, ey gafil bulutçuk, dedi, güneşin zahirini … Okumaya devam et

Daha çok galeri | Yorum yapın

Ruh Kusar

  Bir yaz günü… Sofra kurulmuş, yemek yenilecek… Her şey hazır… Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek, masanın üzerindeki içi su dolu “viski şişesi”ni görünce sorar: “Bu ne?” Cevap verir, oğlu; “Baba; soğuk su için…. Buzdolabına ancak bu şişeleri koyabiliyoruz da!…” … Okumaya devam et

Daha çok galeri | Yorum yapın

Öyle bir zaman gelir ki…

 

Bir gün; çok titiz ve şehrin zenginlerinden bir adam,  yine şehrin ileri gelenlerinden birinin yaptığı bir toplantıya davet edilmiş…

Ancak adamın titizliği başına dert… Daveti aldığı andan itibaren kara kara düşünmeye de başlamış…

“ya görüntüsüyle içimi kaldıran kişiler de toplantıya katılırsa… Onlarla aynı sofrada yemek yemek zorunda kalırsam?”

Bir yandan da “Belki de toplantıda önemli kararlar alınacak… Bulunmam lazım…”

Bakmış olacak gibi değil, mecbur bir şekilde toplantının yapılacağı hana gitmiş… Ev sahibi kendisini kapıda karşılamış … Birazcık hasbihalin ardından kendisine oturacağı yer gösterilmiş…

Titiz beyimiz yerine oturmuş ama içinde bir sıkıntı… Gözü kapıdan içeri girenlerde…

Derken içeriye;  temiz, ama kıyafetleri baştan aşağı yamalı fakir, yaşlı bir zat  girmiş… Bizimki onu görür görmez içinden “eyvahhhh, inşallah yanıma oturmaz, nasıl yemek yerim ben onunla aynı sofrada” diye geçirmiş…

Yaşlı zat, ev sahibinin oturması için gösterdiği yere bakıp ev sahibine “ Ben orada değil de, ateşin başında oturmak isterim… Müsaade var mı?” deyince kendisine “Hay hay” denilmiş…

Beyimiz içinden derin bir ohhh çekmiş… “Çok şükür yanıma oturmadı”…

Akşam olunca bu sefer onu başka bir sıkıntı sarmış… “Ya aynı odada uyumak zorunda kalırsak… “

Herkese yatacağı yerler söylenmiş… Ateşin başında oturan yaşlı adama da…

Ama O;

“Müsaade ederseniz ben burada, ateşin yanında dinlenmek isterim… Zaten gece uykumda pek yoktur… Odadakilere rahatsızlık vermeyeyim”

Beyimiz bu cevapla bir kez daha rahatlamış… O rahatlıkla derin bir uykuya dalmış… Ve tabii ki derin bir rüyaya…

Bakmış ki kendisi yerden epey yüksekte, baş aşağı bir şekilde sallanıyor… Bir minarenin tepesinden aşağıya doğru sallandırıldığını, etrafına telaşla bakınca fark etmiş…

Kalbi yerinden çıkacakmış gibi korkuyla atmaya başlamış…

Tam kendisini ölümle hayat arasında neyin tuttuğunu, nerede asılı olduğunu anlamaya çalışırken birden bir ses işitmiş…

“Söyle, bırakayım mı?”

Titiz beyimiz sesin geldiği yöne bakınca ne görsün…

Gece boyunca bir araya gelmemek için uğraştığı yaşlı adam, işaret parmaklarının ucuyla onu paçalarından tutuyor…

ve her defasında daha yüksek bir sesle ve  daha hızlı şekilde bir bayrak gibi sallıyor beyimizi…

“Söyle… bırakayım mı?”

Bizimki “Ben ettim sen etme, yalvarırım affet, kulun kölen olayım yapma” … feryat figan…

“Söyle… bırakayım mı seni?”

“Aman ben ettim, sen etme”

Korkuyla, kan ter içinde rüyadan uyanmış… Anlamış hatasını… Bir an önce özür dileyebilmek için odasından fırlamış…

Bakmış ki o zat, ateşin başında ibadet halinde…

Tam yanına yaklaşmış özür dileyecekken, o zat tebessüm ederek gencin yüzüne bakmış;

“Evlat,  çok yalvardın, onun için bırakmadım, affettim seni”…

Dedemin anlattığı hikâyelerden birisiydi… sonra şöyle derdi…

İnsanları kılık kıyafetinden aşağılayanlar…

Temizliği, sadece zenginlere mahsus sananlar…

Kalplerin özünü bilmeyip, karşısındakine görebildiği kadarıyla değer biçenler…

Kibirlenenler…

ben ettim, sen etme” diyecekleri bir günü mutlaka yaşarlar…

 

 

 

 

Yazılarım kategorisine gönderildi | , , ile etiketlendi | Yorum yapın

Newton, vahşi doğada dünyaya gelseydi ???

  Dün gece Rahman suresinin mealini okurken,  aklıma Tekin beyle yaptığım sohbet geldi… Bir yazımın altına yorum bırakmış ve “tapınılan bütün tanrılar insan zihninin bir ürünü”  olduğunu söylemişti… Düşüncesini detaylandırdığı yorumunda; “Tarih boyunca yaşamış ünlü düşünürler filozoflar sayesinde önce, sonra, … Okumaya devam et

Daha çok galeri | Yorum yapın

Facebook sayfası ile Kamyon kasası arasındaki fark…

  Facebookta kişisel hesabım yok… Hiç olmadı… Ancak devir sosyal medya çağı olunca ve  yakın çevremden bazı dostlarda “sen de internet adresinle ilgili bir facebook sayfası oluştursana, bu sayede daha çok kişiye ulaşırsın…” deyince bu fikri düşünmeye başladım… Hatta bir adres oluşturdum… Ama tereddütlerim vardı… Değer … Okumaya devam et

Daha çok galeri | 2 Yorum

Talak suresi 4, ateistlerin iddia ettiği gibi mi?

  Ateistlerin, İslam’la ilgili saldırı konularından biri de Talak suresinin 4. Ayeti ile ilgili… İslam, güya daha “adet bile görmemiş” küçük kızların evlendirilmesine izin veriyormuş…! Konuyu detaylarıyla inceleyelim… Bakalım gerçekler öyle mi? Öncelikle iddet süresi, kadının boşandıktan sonra yeniden evlenebilmesi … Okumaya devam et

Daha çok galeri | 7 Yorum

Ahzab 50 ve Peygamberimizin çok eşliliği ile ilgili merak edilenler…

  Ahzab suresi 50. ayet. Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın sana verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere … Okumaya devam et

Daha çok galeri | 14 Yorum

Dans ederek ibadet olur mu?

Bu galeri 1 fotoğraf içeriyor.

  Her Müslüman bu soruya hiç düşünmeden “tabiî ki hayır” cevabını verir… Ancak bu “tabiî ki hayır” diyen Müslümanlardan bir kısmı, yazımın ortalarında  şunu diyecekler… “Tabiki dans ederek ibadet olmaz, ama bu dans değil ki…” İstanbul’da yaşadığım olaylaran ve sohbetlerden … Okumaya devam et

Daha çok galeri | Yorum yapın